Kategori: Öğrenci Affı | 0 Yorum | 673780 Okunma | Yazan: admin | 21 Ağustos 2008 12:27:52
''ÖĞRENCİ AFFININ DOĞRU OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM''
ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, ''öğrenci affını doğru bulmadığını'' ifade ederek, ''Benim kişisel tecrübem, afla dönen öğrencilerin başarılarının çok düşük olduğu yönünde'' dedi.
Rektörlük görevine 6 Ağustos 2008 tarihinde başlayan Acar, gazetecilerle ''tanışma'' toplantısında bir araya geldi.
Soruları yanıtlayan Acar, başka ülkelerde ''Meclis kararıyla öğrencinin affedilmesi'' uygulamasının bulunmadığını, Türkiye'nin üyeliğine hazırlandığı AB ülkelerinde de böyle bir uygulama olmadığını anlattı.
Öğrencilerin 4 yıllık lisans eğitimlerini 7 yılda tamamlama hakları bulunduğunu anımsatan Acar, ''af'' konusunun ne getirip ne götürdüğünün iyi değerlendirilmesi gerektiğini, aftan yararlanan öğrencilerin başarısı ve diğer verilerin paylaşılması halinde daha sağlıklı tartışma yapılabileceğini vurguladı.
''Benim kişisel tecrübem, afla dönen öğrencilerin başarılarının çok düşük olduğu yönünde'' diyen Acar, bu konuda bir istatistik çalışması yapılarak ''karar vericilerin önüne konulması gerektiğini'' söyledi.
''Üniversitelerin akademik değerlendirmesinde dış müdahaleleri doğru bulmadığını'' ifade eden Acar, üniversitelere güvenilmesi gerektiğini kaydetti.
''Nasıl iş yapılması gerektiğinin kurum dışından söylenmesinin sağlıklı olmadığını düşündüğünü'' belirten Acar, sistem içinde yapılacak bir düzenlemenin daha doğru olacağını ifade ederek, ''Öğrenci affının doğru olmadığını düşünüyorum'' dedi.
Türkiye'de bir ''af kültürü'' olduğunu, ''vergi affı'', ''imar affı'' gibi aflar çıkarıldığını söyleyen Acar, bunun, yükümlülüğünü yerine getirenlere ''haksızlık olacağını'' ifade etti. Acar, ''Her verdiğimiz bu olanağın kendi cebimizden olmadığını, toplumun cebinden çıktığını hatırlamakta fayda var'' diye konuştu.
''REKTÖR ATAMALARINDA YASAL AÇIDAN TARTIŞILACAK BİR ŞEY YOK''
Acar, üniversitede yapılan seçimlerde en fazla oy alan öğretim üyesinin rektör atanmaması konusundaki bir soruyu yanıtlarken, ''Yasal açıdan tartışılacak bir şey yok. YÖK'ün de Cumhurbaşkanı'nın da yetkisi var'' dedi.
Türkiye'de devlet üniversitelerine rektör atamalarında her dönem sorun yaşandığını ifade eden Acar, sistemin gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
''Bizim kültürümüzde melez sistemler çok iyi çalışmıyor'' diyen Acar, ''eğer melez bir sistem olacaksa seçimden sonraki değerlendirmenin hangi yöntemle olacağının ve kriterlerin önceden bilinmesinde yarar olduğunu'' ifade etti.
-EYMİR GÖLÜ-
Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ODTÜ arasında yaşanan tartışmalara da değinen Acar, kampüsün ortasından geçen yol ile üniversite bünyesindeki 45 binaya yıkım ve para cezası verilmesine ilişkin mahkemelere dava açıldığını, bu davalarda yürütmenin durdurulması kararları çıktığını anlattı.
Acar, Eymir Gölü'nün halka açılması tartışmalarıyla ilgili olarak da ''Eymir Gölü zaten minimum kontrolle herkesin kullanımına açık. Orayı kim yönetirse yönetsin bu minimum kontrol gerekiyor'' dedi.
Eymir'in ''özel koruma statüsünde olduğunu'' belirten Acar, ''ODTÜ hiçbir zaman arsa spekülatörü olmamıştır. ODTÜ bir vaha yaratmıştır. ODTÜ kendi arazisine sahip çıkmamış olsaydı 2008 yılında ne halde olacağının az çok tahmin edebiliyorum. Herhalde nefes alacak bir yer olmayacaktı'' diye konuştu.
YABANCI ÖĞRENCİ KONTENJANI
Eğitimle ilgili projelerini de anlatan Acar, öğrencileri desteklemek amacıyla ''öğrenci gelişim ofisi'' kuracaklarını belirtti. Acar, bunun öğrencileri destekleyecek bir araştırma ve uygulama birimi olacağını ifade etti.
ODTÜ'de 1300 yabancı öğrencinin öğrenim gördüğünü bildiren Acar, bu öğrencilerin sayısını artırmak istediklerini, ancak sorun yaşandığını söyledi.
YÖK'ün, bölümlere göre yabancı öğrenci kontenjanı verdiğini kaydeden Acar, ancak kontenjanın üniversiteye verilmesinin ve bölümlere dağıtımının üniversite tarafından gerçekleştirilmesinin daha doğru olacağını ifade etti.
Acar, son yıllarda özellikle Petrol Mühendisliği bölümüne yabancı öğrenci talebinin yoğun olduğunu belirterek, bunun Türkiye'nin petrol ülkelerine ve kültüre yakınlığından kaynaklandığını anlattı. Bu konuda petrol şirketleriyle işbirliği anlaşmaları olduğunu, bu şirketlerin burslu öğrenci getirdiğini söyleyen Acar, ''Petrol Mühendisliği bölümüne 15 yabancı öğrenci alabilirdik ama verilen kontenjandan dolayı 3 kişi alabildik'' diye konuştu.