Kategori: Eğitim Haberleri | 1 Yorum | 1122872 Okunma | Yazan: admin | 11 Ağustos 2009 12:31:36
Çukurova’nın Eğitim Önderi YAŞAR BAYBOĞAN
Anadolu’daki ilk Vakıf Üniversitesinin kurucusu olan A. Yaşar Bayboğan çiftçi bir babanın oğlu. Adana’da doğmuştur. Dedesi İstiklal Savaşında, Babası II. Dünya savaşında bir mezrayı (mahalle) her ihtiyaçları ile karşılamış bir ailenin çocuğudur. Kendisinde aileden gelme bir vakıf anlayışı vardır.
İstanbul Akademiden mezun olmuştur. (1962) Aynı akademide ekonomi masterı yapmıştır. Daha sonra babasının işleri uygun olmasına karşın yine babasının tavsiyesi üzerine para ve risk yönetimini öğrenmek üzere bankacılığı tercih etmiş ve ilk iş olarak o tarihlerde öğrenciler arasında moda olan müfettişlik sınavlarına katılmış, birincilikle kazandığı Emlak Bankası Müfettişliğini tercih etmiştir. Daha sonra aynı bankanın Adana Merkez Müdürlüğünü ve Ege Bölgesi Müdürlüğünü yapmıştır. Toplam 17 yıl finans sektörünün içinde bulunmuştur. Daha sonra emekliliği dahi beklemeden özel sektöre geçmiş ve o tarihlerde 6500 işçi çalıştıran Ortadoğu’nun ve Balkanların en büyük tekstil kuruluşu olan Paktaş Fabrikalarının genel müdürlüğünü yapmıştır. Banka Müdürlüğü yıllarında İktisadi ve ticari ilimler akademisinin Adana’ya getirilişinde yoğun çaba harcamış ve yer temininde aktif rol oynamıştır.. Yani o tarihlerde dahi Çukurova’yı bir üniversite şehri olarak görmeyi arzu ettiğini saptamaktayız. Öğrencilik yıllarında Çukurova Öğrenci Cemiyeti Başkanlığı yapmış ve henüz 22 yaşında iken o güne kadar halledilmemiş yurt sorununu çözmüştür. Sıfır bütçe ile devraldığı dernek için bir tane İstanbul’da bir tane Ankara’da yurt alımını gerçekleştirmiştir.
Eğitime inanan bir kimse olarak Bayboğan, 1986 yılında Çağ Koleji’ni 1997 yılında da Çağ Üniversitesini kurarak eğitim alanındaki idealini gerçekleştirdiğini görüyoruz.
Halen her iki kurumun da başkanlığını yürütmektedir. İngilizce bilir. Ayrıca Türkiye Özel Okullar Birliği Yüksek İstişare Konseyi Başkanıdır. Eğitimin dışında çiftçilik yapmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.
KURUMLAR
Kurduğu Çağ Koleji ve Çağ Üniversitesi 30 Ocak 1943’de Churchill ve İnönü’nün, II. Dünya Savaşına girmemiz konusunda görüştükleri tarihi bir kasaba olan Yenice’dedir. Adana’ya 20, Tarsus’a 15, Mersin’e 40 km mesafededir. Kolejde 1000, Üniversitede 3000 öğrenci okumaktadır. Her iki kurumda 550 burslu öğrenci okumaktadır. Bayboğan bu eğitim kurumlarını kurmakla kendi kişiliğini bulduğunu ve çok mutlu olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca Kolej de Üniversite de Avrupa Okullar ve Üniversiteler Birliği üyesidir.
Yakın gelecekte tıp fakültesi planlamaktadır. Arsası alınmıştır. Toplam arsa 570.000 m² dir. Temennim parası olan sivil toplum kuruluşlarının eğitim yatırımlarını ihmal etmemeleridir.
SEKTÖRÜN GEREKSİNİMİ
1986’da koleji kurduğumuz zaman ilke olarak bankalar eğitime kredi vermiyordu. “Ne kadar gerideydik düşünün artık. Türkiye’de takriben 3000 özel okul var. Bu okulların toplamını düşününce çok muazzam bir güç. Bu gücü neden başıboş bırakalım. Neden biz bir banka kurmayalım ve bu banka ortaklarına yardımcı olmasın. Çok sağlam bir banka olur. Zaten 3000 müşterisi hazır demektir. Sisteme Vakıf Üniversitelerini de dahil edebiliriz. O zaman daha da güçlü olur. Gerçekleşmesi için öncülük edeceğiz. Özel okulların oranı Türkiye’de yüzde 2 civarında olup, aslında bunun yüzde 20’lerde olması gerek. Gerçekten her şeyi devletten beklememek gerek. Bankamız kesinlikle olmalı.
EĞİTİMDE HIRSIZLIK OLMAZ
Bayboğan, özel okullarda haksız rekabeti en büyük sorunlardan birisi olarak görüyor. Örneğin devlette veya Özel okuldaki çalışkan çocukları etik dışı transfer eden bazı özel okullar, onları sanki kendileri yetiştirmişçesine boy boy reklamlar veriyor. Suni başarı sağlıyorlar. Bu kamuoyu nezdindede özel okulları küçültüyor, gözden düşürüyor. Örnek olması gereken özel okullardan, bazıları haksız kazanç uğruna sektöre darbe vuruyor. Diğer bir sorunda zamansız olarak haksız öğretmen transferleri. Yani karşının işini bozarak kendine yol açması. Makro açıdan eğitim için tehlikeli bir rekabet. Biz bunları eğitimde hırsızlık olarak vasıflandırıyoruz.