İSTATİSTİKLER

40 kategori altında, toplam 942 haber bulunmaktadır.

Bu haberler toplam 732020675 defa okunmuş ve 2231 yorum yazılmıştır.

KİŞİYE ÖZEL BİRE BİR MBA & MASTER ETKİNLİĞİ

ÖFKE ve ÖFKE KONTROLÜ

Kategori Kategori: Kariyer Planları | Yorumlar 0 Yorum | Okunma 782169 Okunma | Yazar Yazan: admin | 11 Temmuz 2007 00:25:22

Ergenlik, bireyin içinde bulunduğu toplumun onu artık bir çocuk gibi görmeyi bıraktığı; fakat yetişkin rol ve işlevinin tümüyle verilmediği bir yaşam dönemi olarak nitelendirilebilir.

Ergenlik, bireyin içinde bulunduğu toplumun onu artık bir çocuk gibi görmeyi bıraktığı; fakat yetişkin rol ve işlevinin tümüyle verilmediği bir yaşam dönemi olarak nitelendirilebilir.

Çocukluk dönemindeki dengeli ve uyumlu kişi, yerini oldukça tedirgin, zor beğenen, çabuk tepki gösteren gence bırakır. Genç; çabuk sevinir, çabuk üzülür, çabuk öfkelenir, her şeyi sorun yapar; gencin tepkileri önceden kestirilemez olur.

Ergenlik döneminde çocuğu olan anne-babaların çocuklarının öfkeli davranışlarından şikayet ettiklerini sıklıkla duyabiliriz. Anne-babalar çocuğun bu davranışları kendilerini kızdırmak için özellikle yaptığını dahi düşünebilirler ve karşılıklı bağırış çağırışlar, sarf edilen ağır sözler hem anne-babaları hem de çocukları çaresizlik duygusu içine iter; ancak unutulmamalıdır ki, bu dönemdeki ergenler yetişkinliğe hazırlanma mücadelesi verirler. Bazen öfke, onlar için bağımsızlıklarını vurgulama yoludur.

Öfke Nedir?

Neden hep onun istediği yere gidiyoruz? Gitmeyeceğim artık!
Kimse beni anlamak istemiyor bu evde!
Ben çok çalıştım! Zayıf almam hep öğretmenin yüzünden!
İstediğim gibi giyinip okula gidemiyorum!

Hemen her evde, ergenlerin ağzından çıkan bu ve buna benzer cümlelerin ortak bir yanı var; Öfke,

• Normal,
• Herkes tarafından hissedilen,
• Vazgeçilemeyen,
• Güçlü fakat kontrol edilmesi öğrenilebilen,
• Saldırganlıktan farklı olan (saldırganlık, öfkenin kontrol edilemediği durumda ortaya çıkan bir davranıştır.) bir duygudur.

Öfkenin diğer duygulardan pek farkı olmamasına rağmen bu duygu pek çok kişiye korkutucu gelir; çünkü bu duygunun çevreye ve ait olduğu bireyin kendisine yansımaları oldukça olumsuz olabilir. Olumsuz bir duygunun kabul edilmesi de pek kolay olmadığı için kişi "öfkesini", "öfkelileri" ve "öfkeyi" bir türlü anlayamaz, hatta öfkesini inkâr bile edebilir. Halbuki, öfke de tıpkı üzüntü ve mutluluk gibi inkâr edilmeyi ya da kabul edilmemeyi hak etmeyen bir duygudur. Olumlu ya da olumsuz her duygu gibi öfkenin de bir ömrü vardır; bu ömür tamamlandığında öfke de ortadan kalkar; ancak öfkenin, bu tatsız süreyi kısaltmak ve onu daha iyi anlamak açısından "tüketilmesi" gerekir.

Öfke, özenle dikkate alınması gereken bir "işaretçi"dir. Neye işaret ettiğine gelince; öfkelenen kimsenin hakkı yeniyor, gereksinimleri ve istekleri karşılanmıyor, yaşamına ilişkin bir soruna gereken önemi kendisi vermiyor, içinde bulunduğu bir ilişki uğruna değer ve inançlarından ödün veriyor ya da gelişme ve yeteneklerini ortaya koyma şansı elinden alınıyor olabilir. Özetlemek gerekirse, öfke iki temel nedenle ortaya çıkabilir:

1. Bireyin kendisinden,
2. Karşısındaki birey(ler)in onda oluşturduğu duygulardan kaynaklanabilir.

Öfke, ister bireyin kendisiyle ilgili, ister karşısındakiyle ilgili bir nedenden kaynaklansın, özenle üzerinde durulup çözümlenmesi gereken bir duygudur. Öfke olgusunu bir buzdağına benzetmek gerekirse; buzdağının suyun üzerinde kalan kısmı öfkedir; oysa suyun altında kalan kısmı çok daha geniştir, yani öfkenin ortaya çıkmasına yol açan pek çok duygu burada gizlidir. Suyun altında kalan temel duygular birikip, sertleşip, katılaşınca buzdağının tepesindeki öfkeyi oluşturur. Sözü geçen temel duygular kıskançlık, üzüntü, merak, yalnızlık, itilmişlik, kaygı, hayal kırıklığı, haksızlık, anlaşılamamak ve sıkıntı gibi duygulardır. İnsanların çoğu, öfkeyi buzdağının tepesinde yaşar ve bir türlü çözümlenmemiş bu duygulara sıkı sıkı tutunur. Oysa, öfkenin kaynaklarını ortadan kaldırmayı başarmak için buzdağının altındaki temel duyguların anlaşılabilmesi gerekir.

Okulda öfke,
Akademik güçlüklere yönelik bir tepki olabilir. Bazı çocukların toplumsal rollerini tanımlamak için kullandığı bir saldırganlık çeşidinin işareti de olabilir. Öfkeli tehdit ve meydan okumalar kimin daha çetin olduğunu belirlemeye yardım eder.

Aynen yetişkinler gibi, kimi çocuklar ve ergenler de diğerlerinden daha kolay öfkelenirler. Yüksek düzeydeki buhar basıncını içinde taşıyan bir düdüklü tencere gibi olan bu çocukların patlaması için çok az bir provokasyon ya da zorlanma yetecektir. Kimi çocuklar ise henüz öfkelerini yönlendirmek için gerekli becerileri edinememiş olabilirler. Bazı çocukların öfkesi de yaşamlarındaki ciddi olaylara tepki olabilir.

Her üç durumda da çocuğun niye öfkeli olduğunu bilmesinin yanı sıra, öfkesini uygun şekillerde nasıl yönlendireceğini de bilmesi gerekir. Bu yeteneğe sahip olmayan ya da bu yeteneği öğrenmeyen çocuklar, arkadaş edinmede güçlük çekebilir ve öbür çocukların kolayca kızdırıp ağlattığı hedefler haline gelebilir.

Ne Zaman İlgilenilmeli?

Eğer çocuğun öfkesi başkalarına yönelik fiziksel saldırılara dönüşürse bunun üzerinde durulmalıdır. Ayrıca;

• Sık sık öfkeleniyor, her gün sınıf arkadaşlarıyla tartışıyorsa,
• Aynı yaştaki diğer çocuklara göre daha yoğun olarak öfkeleniyorsa, sık sık ağlayıp başkalarına saldırganca davranışlar sergiliyorsa,
• Yaşamın her alanında öfkelenecek bir şey buluyor ve belli bir kişi ya da olay nedeniyle değil, genel olarak kendini öfkeli hissediyorsa,
• Olaylarla baş etme yöntemlerinde önemli değişiklikler görülüyorsa, örneğin daha önce hiç sıkılmadığı şeylere öfkelenmeye başlamışsa anne-baba olarak dikkatli olunmalı; gerekiyorsa bir uzman desteğine başvurulmalıdır.

Nasıl Yardım Edilebilir?

• Öfkesiyle baş edemeyen bir çocuğa yardım ederken ilk göreviniz, niye öfkeli olduğunu anlamak ve (bunun farkında değilse) onun da anlamasını sağlamaktır. Bu da, dinlemeyi bilmek demektir. Öfkeli çocuklar açık, sakin, anlayışlı ve kendini anlayacak yetişkinlere ihtiyaç duyarlar. Çocuğunuzu, öfkelendiği için azarlamanız veya ona kızmanız, öfkesini nasıl ifade edeceği ve nasıl sakin olacağı konusunda ona fikir vermez. O konuşurken ona ilgi gösterin, onu dinleyin ve onun söylediklerini dikkatle değerlendirin.

• Çocuğun sakin olduğu bir anda , onu neyin bu kadar öfkelendirdiğini sorarak iç dünyasında hissettiği bir duygu veya kendisine söylenen bir şey ise (alay edilme gibi) bunu fark etmesini sağlayarak öfkesinin kaynağına inebilirsiniz. Bazı çocuklar, özellikle ergenlik öfkeleri hakkında konuşmak istemeyebilirler. Bu durumda ne yapmaya çalıştığınızı açıklamak yerine uzman yardımı isteyiniz.

• Öfkeli bir çocuğun kırgınlık duygularına ya da başkalarının sataşmalarına vereceği tepkilerde her zaman seçim şansının olduğunu ona göstermek gerekir. Bağırmayı, vurmayı, öfke nöbetleri geçirmeyi ya da öğretmenine ve arkadaşına neler hissettiğini söylemeyi tercih edebilir. Bu konuda onu, hangi eylemin iyi sonuç doğuracağını düşünmeye teşvik edin.

• Öfkeli olmadığı anlarda ya da az da olsa sakin kalarak zor bir durumla başa çıktığında onu takdir edin.

• Belli bir süre için öfkesini dışa vurmayacağı ya da anlaştığınız şekillerde dışa vuracağı konusunda onunla anlaşma yapın.

• Ona duygularını anlattığı bir günlük tutmasını önerin. Yazı yazmak zor geliyorsa resim de yapabilir. Kendisini öfkelendiren problemi, bu probleme nasıl tepkide bulunduğunu, bu tepkinin ne gibi sonuçlar doğurduğunu ve problemi halletmek için iyi bir yol olup olmadığını anlatmasını isteyin.

• Siz de ondan beklediğiniz gibi davranın. Örneğin yaşadığınız bir çatışmayı çözmek için öfkenizi kelimelere dökebilir ve ona asıl sorunun öfke olmadığını, ifade edilme biçimi olduğunu gösterebilirsiniz. Bu doğrultuda, anne-babaların şu soruları kendilerine sormaları yararlı olacaktır:

""Ben öfkemi olumlu ve yapıcı biçimlerde ifade edebiliyor muyum?""
""Çatışmaları başarılı bir şekilde çözümleyebiliyor muyum?""
""Çocuğuma öfkesini kabul etmeyi ve ifade etmeyi öğrettim mi?""

Uzlaşma sanatını devreye sokun. Her ikinizin de rahat edeceği bir orta yol bulmaya çalışın. Sakinleşirseniz, çatışmaya neden olan konular hakkında daha iyi bir konumda olursunuz.
Sakinleşmenizde Size Yardımcı Olacak Bazı İpuçları

  1. Tartışmanın konusunu değerlendirin: Bazen tartıştığınız konu aslında öfkelenmeye veya tartışmaya değmeyecek bir konu olabilir.
  2. Derin bir nefes alın ve 10’a kadar sayın: Ağzınızdan herhangi bir kelime çıkmadan önce konuyu biraz düşünün.
  3. Yürüyüşe çıkın: Biraz yürüyüş hem konudan uzaklaşmanızı, hem de sakince düşünmenizi sağlar. Biraz yürüyüşün ardından konuyu bambaşka bir gözle gördüğünüzü fark edebilirsiniz.
  4. Sakinleşmek için kendi kendinize konuşmayı deneyin: Kendi kendinize sakinleştirici şeyler söyleyin: ""Rahatlamam ve sakin olmam lazım. Şiddetli bir tartışmayı kaldıramam.""
  5. Konuyu doğru çerçevelendirin: Örneğin çocuğunuz size karşı saygısızca davranıyorsa, aslında sorun size saygı duymamasından ziyade öfkesini kontrol edememesinden kaynaklanıyor olabilir. Konuyu bu şekilde doğru ""çerçeveye"" oturttuğunuzda, çocuğunuzun bu sorunu aşmak için sizin yardımınıza ihtiyaç duyduğu gerçeğine odaklanabilirsiniz.
  6. Espriden faydalanın: Bazen espri öfkeyi yatıştırmanın iyi bir yolu olabilir, ancak kırıcı olabilecek alaycılıktan kaçınmalısınız.
    Şu dünyada her şeyin en iyisine layık çok özel ve güzel bir çocuk var! O, sizin evinizde yaşıyor.
KAYNAKÇA
Türk Psikoloji Bülteni, 3 (7), 79-85. Öfke: O Sizi Kontrol Edeceğine Siz Onu Kontrol Edin. http://www.psikolog.org.tr/bulten/yazilar/07_ofke.htm
Kökdemir, H. (2004). Öfke ve öfke kontrolü. PiVOLKA, 3(12), 7-10.
http://www.aile.org.tr .htm [20.03.2007, İnternet].
Carter, L., Minirth, F, The Anger Workbook, 1993.
Lerner, H., Öfke Dansı, Varlık Yayınları, 1996.
Navaro, L. Beni Duyuyor musun?, YA-PA Yayınları

 

 | Puan: 7,8 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    





Arama ARAMA


Anketi Doldur, Hediye Tatil Kazan